18 Kasım 2009 Çarşamba

Küresel İklim Değişikliği

Küresel İklim Değişikliği ile ilgili konferansımızı, İstanbul Yeşiller Partisi'nden Ümit Şahin ve Esra Özkan'ın katılımıyla gerçekleştirdik...
Bu konuda Eskişehir Yeşiller olarak yayınladığımız bildiri aşağıdadır:
********************************************
KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ DURDURMAK İÇİN NELER YAPMALI?

Milyarlarca yıl önce oluşan dünyamız, milyonlarca yıldır canlılara ev sahipliği yapıyor…
Bu koskoca tarihin sadece son 150 yılını kapsayan kısacık bir zamanda, insan canlısının diğer canlılar ve cansızlar üzerinde kurmaya çalıştığı yıkıcı egemenliğin, büyük ölçekli endüstriyel üretim tarzının, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlara bağımlı ve “tüketmeye” dayalı yaşam tarzının, katlanarak artan insan nüfusunun sonucu olarak, dünyanın ısısı 0.8˚ artmış durumda.
Tüm insanlık varolan yaşam tarzını hemen şu anda değiştirse bile, son 50 yılda doğaya saldığımız sera gazlarının uzun vadeli etkisiyle dünyanın ısısının 0.6˚ daha artacağı tahmin ediliyor. Bunun sonuçlarını zaten can yakıcı şekilde yaşamaya başladık bile: büyük iklim felaketleri, salgın hastalıklar, kuraklık, nesli tükenen canlılar…..
Ve bu sıcaklık belli bir kritik sınırı aştığında, okyanus diplerinde ve buzulların içinde hapsolmuş durumda bekleyen metan gazının da serbest kalarak atmosfere karışacağı ve bir anda dünyanın ısısını 5˚-10˚ daha artıracağı söyleniyor…. Bu kritik sınırın kaç derece olduğunu ise kimse bilmiyor maalesef…
Yani, dünyayı ısıttık… Ve artık soğutamayız…. Ama en azından bu kritik sınıra gelmeden önce, dünyanın daha fazla ısınmasını engelleyip insan canlılarının ve diğer tüm canlıların sürdürülebilir şekilde yaşamaya devam etmesini sağlayabiliriz.

NASIL?
•Daha sade ve sürdürülebilir bir hayat tarzına geçip daha az tüketerek ve daha az üreyerek…
•Tüm canlıların muhteşem bir çeşitlilik içinde bir arada yaşamasını sağlayacak hoşgörü, barış, ve sevgi duygularının kendi içimizde ve çevremizde çoğalması için elimizden ne geliyorsa yaparak…
•Toplu ulaşımı daha çok kullanarak…
•Ekolojik yöntemlerle üretilmiş yerel gıdalarla beslenerek…
•Ambalajlı ürünlerden mümkün olduğunca uzak durarak…
•Petrol, kömür, doğalgaz, barajlar, nükleer santraller gibi doğaya zarar verip doğal kaynakları “tüketen” enerji kaynaklarından uzak durarak…
•Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek…
•Önce kendimizi değiştirdikten sonra, yakın çevremizdeki insanlardan başlayarak mümkün olduğunca çok sayıda insanın küresel iklim değişikliği ve sürdürülebilir yaşam hakkında aydınlanmasını ve değişmesini sağlayarak…
•Yaşadığımız ülkenin yöneticilerine, bizi temsil eden milletvekillerine, toplumun fikir önderlerine sesimizi duyurup onları bu konularda gereken adımları atmaya zorlayarak… İlk adım, 12 Aralık 2009’da toplanacak Kopenhag İklim Zirvesi…
•Bu konularda çalışma yürüten gruplara fikrimizle, emeğimizle, paramızla, iyi dileklerimizle (herkesin verebileceği bir şey vardır) destek olarak…

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ DURDUR, YAŞAMI SÜRDÜR….

ESKİŞEHİR YEŞİLLER
****************************************

Küresel iklim değişikliği ile ilgili bazı adresler:
www.350.org www.kureselisinmayidurdur.com
www.acikradyo.com.tr www.kureseleylem.org
www.greenpeace.org/turkey www.yesiller.org

9 Kasım 2009 Pazartesi

YEŞİL KONFERANS

KOPENHAG'A DOĞRU KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TÜRKİYE

Konuşmacılar: Ümit ŞAHİN (İstanbul - Yeşiller Partisi)
Esra ÖZKAN (İstanbul - Yeşiller Partisi)

14 Kasım (Cumartesi) 2009, Saat: 17.00
Adımlar Kitabevi Kafe
Doktorlar Cad. Akbank aralığı
ESKİŞEHİR

***********************************

Konuşmacılar hakkında:

Esra ÖZKAN
Yeşiller Partisi Beyoglu Ilce Orgutu ve Genc Yesiller uyesidir.
Şu anda Yeşiller Partisi Iklim Degisikligi Calisma Grubu'nun üyesi olarak "Kopenhag Icin Harekete Gecin" kampanyasinda calismaktadir.
Ayni zamanda Istanbul Teknik Universitesi'nde Siyaset Calismalari yuksek lisansi yapmaktadir.

Ümit ŞAHİN
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunudur. Fizik tedavi ve rehabilitasyon, ve halk sağlığı konularında uzmanlık eğitimi almıştır. 1990’ların başından bu yana yeşil hareketin, insan hakları hareketinin ve nükleer karşıtı mücadelenin içindedir. 2008 yılında kurulan Yeşiller Partisi’nin kurucuları arasındadır, partinin kuruluşundan itibaren 9 ay eş sözcülük yapmıştır ve halen de MYK üyeliği görevini yürütmektedir. 2003 yılında yeşil politika ve özgürlükçü düşünce dergisi Üç Ekoloji’yi kurmuştur. Çeşitli gazete ve dergilerin yayın kurullarında görev alarak, ekoloji, yeşil politika ve çevre alanında yazı ve makaleler yayınlamaya, çeviriler yapmaya ve “Yeşil Düşünce ve Ekoloji” seminerleri vermeye devam etmektedir. Editörlüğünü, eş yazarlığını ve bölüm yazarlığını yaptığı ekoloji, çevre sağlığı ve insan hakları ile ilgili çeşitli kitaplar vardır. Açık Radyo’da Ömer Madra ile birlikte “Açık Yeşil” programını ve Agnus Dei adlı radyo programını hazırlayıp sunmaktadır. Ayrıca İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Çevre Haberciliği” dersi vermektedir

28 Ekim 2009 Çarşamba

Film Gösterimi - (HOME) YUVA Belgeseli

Cekimleri 3 yıl süren ve 54 ülkede, havadan çekilen görüntülerle inanılmaz bir görsel mesaj sunan belgeselin yönetmenliğini Yann Arthus-Berntrand üstlenirken dağıtımını Luc Besson sağlıyor.
90 ülkede, milyonlarca izleyiciyle buluşan bu görsel şölenin anlatıcılığını Glenn Close üstleniyor. Gezegenimizin geleceğini kurtarmak için hala geç değil. Ancak YUVA’nın (Home) alanında birbirinden deneyimli isimlerden oluşan ekibinin de söylediği gibi, karamsar olmak için artık çok geç!

İnsanlık geçtiğimiz birkaç kısa on yılda, gezegenin yaklaşık dört milyon yıl süren evrimle kurulan dengesini altüst etti. Ödenecek bedel ağır, ama artık karamsar olmak için çok geç: İnsanlığın bu gidişatı tersine çevirmesi, Dünya’nın zenginliklerini yağmaladığının farkına varması ve tüketim kalıplarını değiştirmesi için hemen hemen 10 yılı var.

Tarih: 01 Kasım 2009 Pazar
Başlangıç: 17:00
Yer: Adımlar Kitabevi
Doktorlar Cad. Akbank aralığı

NOT : Katılmak isteyenler 30.Ekim.2009 Cuma gününe kadar Adımlar Kitabevine giderek veya (222) 221 62 29 numaralı telefonu arayarak isimlerini yazdırmaları yer ayrılması için gerekmektedir.

18 Ekim 2009 Pazar

Çatacık Ormanı'nda avlanarak öldürülmeyi bekleyen geyiklerin yanındaydık...

Eskişehir Çatacık ve Kalabak Ormanı’nda koruma altında olan geyiklerden en yaşlı 6 tanesi, Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün açtığı ihaleyi kazanan yabancı avcılar tarafından her geyik başına 15 000 TL karşılığında vurularak öldürülecek…..
Ve bu uygulama yıllardır devam ediyor…
Biz Eskişehir Yeşilleri olarak 11 Ekim 2009’da Çatacık Ormanı’nda bir piknik yaptık, orada öldürülmeyi bekleyen geyiklerin yanında olduğumuzu göstermek için…
Ve oradaki geyiklerin sesi olup tüm insanlığa şöyle seslendik:

“bu dünya tüm canlıların evidir, sadece insanların değil…
hepimiz bu gezegende misafiriz…
biz geyikler ve tüm canlılar ve siz insanlar daha ortaya çıkmamışken de bu gezegen milyarlarca yıldır vardı…
ve siz insanlar ortaya çıkmadan önce de biz geyikler, ve diğer birçok canlı milyonlarca yıldır bu gezegende yaşıyordu…
sadece birkaç yüzbin yıl önce insan canlıları olarak aramıza katıldınız…
ve bir süre sonra kendinizin de misafir olduğunu unutup tüm diğer canlıların ve cansızların üzerinde egemenlik kurmaya başladınız… kendinizi evsahibi, diğer canlıları ve cansızları ise kendi mülkünüz gibi gördünüz…
biz hayvanlar ve sizin dışınızda tüm diğer canlılar, sadece karnımızı doyurmak için, kendimize yetecek kadar tüketiyoruz… ve bir denge içinde karşılıklı olarak birbirimizi besliyoruz…
siz insanlar ise sadece karnınızı doyurmak için değil, birçok suni ve gereksiz ihtiyacınızı giderebilmek için, bu dünyanın kaynaklarını neredeyse tükettiniz, toprağın bağrını otobanlarla deştiniz, betondan ve çelikten binalar diktiniz, dağları delip kazarak milyonlarca yılda oluşmuş olan kaynakları sadece son 100-200 yılda neredeyse tükettiniz…. kendiniz aşırı şekilde üremeye devam edip sayınızı sürekli artırırken birçok bitki ve hayvan türünün yokolmasına neden oldunuz… ormanları kestiniz… gölleri ve akarsuları kuruttunuz.. birçok canlıyı doğal yaşam alanlarından uzaklaştırdınız…. ve hepimize ait olan, daha doğrusu bizim hepimizin ait olduğu bu dünyanın atmosferini atık gazlarınızla kirleterek onun aşırı ısınmasına neden oldunuz….
şimdi de bizi sırf av zevkiniz için para karşılığı vurarak öldürüyorsunuz… aramızdan en yaşlanmış olanlarını….
evet, biliyoruz ki bu dikenli tellerle çevrili alanda bizi koruma altına alan da siz insanlardınız… bunun için teşekkür ederiz… bize çok iyi davrandınız… bizi beslediniz… hastalanınca tedavi ettiniz… teşekkür ederiz…
ama en baştan bu doğadaki dengeyi hiç bozmasaydınız, biz zaten belli bir denge içinde diğer canlı kardeşlerimizle birbirimizi besleyerek yaşayıp gidecektik…
yaşlanan geyikleri, bizden güçlü olan etobur canlı kardeşlerimiz yiyecekti… sadece ihtiyacı olduğu kadarını… ve birçok canlının karnı doyacaktı… ama siz insan canlıları, birçok etobur canlıyı da öldürerek soylarını tükettiniz… eskiden, siz buralara henüz gelmemişken bu ormanda aslanlar, parslar, kaplanlar yaşardı… onların da soylarını tükettiniz…
bizi madem bu şekilde para karşılığı sırf zevk için öldürecektiniz, neden bizi korumaya aldınız? bu nasıl korumak?
birçok başka canlıyı da dev gibi çiftliklerde, betonların içinde, güneş yüzü görmeden, temiz havaya çıkamadan, suni gıdalarla besleyerek korumaya alıyorsunuz… bu nasıl korumak?
siz kendi türünüz olan insanları da bu şekilde mi korumaya alıyorsunuz? türünüzün yaşlanan, sakatlanan, hastalanan, zayıf bireylerine de bize davrandığınız gibi mi davranıyorsunuz?
ey insan canlıları, size sesleniyoruz:
aklınızı başınıza toplayın… gereksiz tüketim alışkanlıklarınızdan ve aşırı üremekten vazgeçerseniz bu dünyanın bozulan dengesini tekrar yerine oturtabilmek ve hep birlikte kardeşçe yaşayabilmek için hala bir şans var… ama tüm şansların tükenme noktası da çok yakın….
aklınızı başınıza toplayın… sizin aklınız bizden çok ya hani… işte onu kullanın… sadece kendi çıkarlarınız için değil, tüm canlılara ve cansızlara evsahipliği yapan bu dünyanın çıkarları için birşeyler yapın… mesela:
büyük çaplı yangınlar, seller, kuraklık, ve küresel ısınma gibi ölümcül sonuçları olan ve tüm dünyayı bir yokoluşa doğru götürmekte olan küresel iklim değişikliğini konuşmak üzere Aralık 2009’da Kopenhag’da toplanacak ülke yöneticilerine sesinizi duyurarak bu konuda baskı yapabilirsiniz…
çevrenizdeki herkese küresel iklim değişikliğini ve ölümcül sonuçlarını anlatıp onları da bu konuda birşeyler yapmaya teşvik edebilirsiniz…
aşırı üreme ve tüketme alışkanlığınızı, gereksiz ve suni ihtiyaçlarınızı ve en önemlisi de doğaya bakış açınızı değiştirerek bizi de kendinizi de kurtarabilirsiniz…
herşeye rağmen size yine de güveniyoruz, ve sizi seviyoruz, ey insanlar…”

ESKİŞEHİR ÇATACIK ORMANI’NDA YAŞAYAN, VE PARA KARŞILIĞINDA AVLANARAK ÖLDÜRÜLECEK OLAN YAŞLI BİR GEYİK….

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KAMPANYASI

BASIN AÇIKLAMASI

YEŞİLLER PARTİSİ KOPENHAG’A DOĞRU İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KAMPANYASINI BAŞLATIYOR VE EYLEM PLANINI AÇIKLIYOR:
KOPENHAG İÇİN, HAREKETE GEÇİN!

Sayın basın mensupları,
7-18 Aralık’ta Kopenhag’da yapılacak olan iklim değişikliği zirvesine 2 aydan daha az bir zaman kaldı. Yeşiller Partisi olarak “Kopenhag için harekete geçin” sloganıyla başlattığımız yeni iklim değişikliği kampanyasıyla kamuoyunu ve hükümeti sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Küresel iklim değişikliği bugün dünyamızın ve Türkiye’nin yakın geleceğini ilgilendiren en önemli ve hayati sorun haline gelmiş durumdadır. İklim değişikliği artık uzak geleceğin sorunu olmaktan çıkmış, kötü sonuçları bugün yaşanan ve yakın gelecekte daha da şiddetlenecek olan yakın ve acil bir tehlike halini almıştır.
Türkiye de hem iklim değişikliğindeki payı giderek artan, hem de iklim değişikliğinden ciddi anlamda zarar gören bir ülke olarak aktif adımlar atmalı, ciddi bir politika izlemelidir.
Yeşiller Partisi olarak bugün burada İklim Değişikliği Eylem Planımızı kamuoyuna açıklıyoruz. Bu eylem planında hükümetin Kopenhag’da kabul etmesi gereken hedef ve yapması gereken politika değişikliklerini duyuruyoruz.
***
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANININ ANA HATLARI- Aralık ayında yapılacak olan Kopenhag zirvesi sonuçları giderek ağırlaşmakta olan küresel iklim değişikliğini durdurmak için son şans olabilir. Dünya ülkeleri ciddi sera gazı indirimleri yapmayı kabul etmeli, Kyoto Protokolü’nün yerine geçecek ve radikal önlemlerin alındığı yeni bir Protokol üzerinde anlaşılmalıdır.
- İklim değişikliğini durdurmak için atmosferdeki karbondioksit miktarını 350 ppm’e indirme ve sıcaklık artışını 1,5 derecede durdurma hedefi benimsenmelidir.
- Kopenhag Protokolü’nde bütün sanayileşmiş ülkeler 2020’de toplam emisyonlarını 1990 seviyelerinin en az %40 altına düşürme hedefini benimsemelidir.
- Kyoto Protokolü’nün en önemli hatası olan karbon ticareti, hem dünyanın geleceğini ilgilendiren bu en kritik meseleyi bir ticaret, kar ve girişimcilik konusu haline getirmesi, hem de etkisiz bir yöntem olması nedeniyle kabul edilemez. Yeni protokol Batı ülkelerinin salım indirimlerini öncelikle kendi ülkelerinde yapmalarını sağlayacak şekilde yazılmalı, esneklik mekanizmalarıyla sulandırılmamalıdır.
Türkiye de Kopenhag’da bu çerçevede;
- Ortak ama farklılaşmış sorumluluk ilkesine sahip çıkmalı, ama bunu Türkiye’nin hiçbir sorumluluk almaması için bir gerekçe olarak okumaktan vazgeçmeli, Ek-1 ülkesi olarak kalmalı, gelişmekte olan ülkeler arasına katılmayı talep etmemelidir.
- Türkiye sanayileşmiş ülkelerin 2020’de %40 gibi yüksek bir ortak indirim hedefi almaları konusunda tavır almalı, bu konuda AB’nin kararlı bir tutum almasını zorlamalı ve destek olmalıdır.
- Türkiye %5,5’luk 1990-2007 sera gazı salım artış oranını sürdürürse dünya ortalamasının %50 üzerinde olan 6,5 tona 2012 yılında ulaşacaktır. 6,5 ton aynı zamanda AB ülkelerinin %30-40 indirim hedefini gerçekleştirmeleri durumunda 2020’de inecekleri ortalamaya yakındır.
- Bu nedenle biz Türkiye’nin baz yıl olarak Kopenhag Protokolü’nün de başlangıç yılı olan 2012’yi almasını ve salımlarını 2020’ye kadar 2012 seviyesinde sabit tutma hedefi almasını öneriyoruz.
- Bu düzey AB politikaları açısından da son derece önemlidir. Çünkü Türkiye böylece 2020 yılı civarında üyesi olmayı hedeflediği AB’nin sera gazı salım ortalamasının üzerine çıkmamış ve 2020 sonrası AB içi yük paylaşımında zor duruma düşmemiş olacaktır. Eğer Türkiye böyle bir hedef almazsa fosil yakıta dayalı büyüme devam edecek ve 2020 yılında kişi başı salımlar en az 9,5 tona ulaşacak, ondan sonra bu yüksek emisyon düzeyini indirmek giderek daha zor, hatta imkansız hale gelecek, üstelik Türkiye Avrupa’nın en yüksek salım yapan ülkelerinden biri olacaktır.
İklim değişikliği ile mücadele politikalarında;
- Türkiye iklim değişikliği ile mücadele için idari yapısını yeniden düzenlenmelidir. Bu amaçla;
- İklim değişikliğinden sorumlu devlet bakanlığı kurulmalıdır.
- TBMM’de sürekli bir iklim değişikliği komisyonu olışturulmalıdır.
- Bağımsız bir “İklim Değişikliği Ajansı/Kurumu” kurulmalıdır.
- Fosil yakıtlardan uzaklaşmak ve böylece sera gazı salımlarında indirim sağlamak için;
- Bütün yeni kömürlü termik santral projeleri iptal edilmelidir.
- Boğaz’a 3. köprü, Karadeniz sahil yolu ve yeni otoyol projeleri iptal edilmelidir. Toplu ulaşım güçlendirilmelidir.
- Çimento vb. yüksek emisyonlu sanayi tesisleri azaltılmalıdır.
- Büyük HES projelerinden ve nükleer enerjiden vazgeçilmelidir.
- Yenilenebilir enerji, yani rüzgar ve güneş kullanımı, enerji tüketiminin azaltılması ve enerji verimliliğiyle ilgili yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu aynı zamanda yeşil işlerin yaratılmasıyla istihdama da katkıda bulunacaktır.
İklim değişikliğine uyum için su kaynaklarının korunması, gıda üretiminde kimyasal ilaç kullanılmayan yerel üretim ve tüketim, organik tarımın teşviki, kuraklık ve sel gibi iklim afetleriyle mücadele son derece önemlidir. Türkiye iklim değişikliği uyum politikalarına sanayileşmiş Batı ülkelerinin finansman sağlaması için politika üretmelidir.
***
Türkiye Kopenhag zirvesinde Kyoto’da yaptığı gibi artık masadan kaçamaz. Hükümet ise bir an önce ciddi adımlar atmaya başlamalıdır. Hükümetin ilk yapması gereken şey Kopenhag’a gidecek Türkiye heyetini en üst düzeyde oluşturmak, müzakerelere aktif biçimde katılmak, ülkelerin işe yarar bir hedef zemininde anlaşması için öncülük etmek ve Türkiye’nin varılacak uluslararası salım indirimi hedeflerinin ve uyum mekanizmalarının içinde yer almasını sağlamaktır.
Türkiye ayrıca bir iklim değişikliği eylem planı hazırlamalıdır.
Bu eylem planının bu yolda bir adım olacağını da umuyoruz.
Kopenhag zirvesinin bitimine kadar eylemlerle de sokakta olacağız. 24 Ekim ve 12 Aralık eylemlerini destekliyoruz ve bütün halkımızı davet ediyoruz.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ DURDUR, YAŞAMI SÜRDÜR!
KOPENHAG İÇİN, HAREKETE GEÇİN!

BU EYLEM PLANI YEŞİLLER PARTİSİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR.

Yesiller Partisi


Sekreterya - Istanbul Yesil Ev:
Istiklal cad. Balo sok. No:21 Kat:1 Beyoglu - Istanbul
Tel: 212-244 77 80 ve 533-362 02 13

18 Eylül 2009 Cuma

LGBTT (lezbiyen-gay-biseksüel-travesti-transseksüel) hakları

28 Eylül Pazartesi günü
Saat 19.00 da
Adımlar Kitabevinde

Biseksüel Türkiye Oluşumu tarafından biseksüellik, LGBTT hakları, toplumsal cinsiyet, bifobi,vb. ile ilgili bir sunum yapılacak.
Eskişehir Yeşilleri olarak bilgilenmek, fikir alışverişinde bulunmak ve birlikte neler yapılabileceğini tartışmak üzere orada olacağız.

Etkinliğe herkes davetlidir.

12 Eylül 2009 Cumartesi

BASIN ACIKLAMASI- 12 EYLUL 2009


Türkiye’de Bir Hayalet Dolaşıyor: 12 Eylül Bugün Buradadır!

Bugün 12 Eylül 2009. 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 29 yıl geçti ama bu ülkenin üzerinden geçen tankların izleri hiç silinmedi. Silinemez, çünkü tanklar hiç durmadı.

Bugün, 12 Eylül 2009’da ordu hala tanklarını bu ülkenin insanlarının üzerine sürüyor. 25 yıldır kanayan yaralarımıza merhem bulmaya çalışırken, ordu halen doğuda ve güneydoğuda askeri operasyonlarını sürdürmeye devam ediyor.

Siyasi irade barışa yönelik bir açılım çabasında iken, bizim vergilerimizle finanse edilen Genel Kurmay Başkanlığı operasyonları sürdüreceklerini söyleme yetkisini kimden alıyor?

Biz artık ölmekten, öldürmekten, şanlı, şansız cenaze törenlerinden bıktık! Biz artık askeri vesayetle yönetilen bir ülkede yaşamak istemediğimizi çok iyi biliyoruz. Biz artık gerçekten demokratik bir ülkede eşit ve özgür vatandaşlar olarak barış içinde yaşamak istiyoruz.

Militarizmin şanlı, epik, kanlı masallarına artık karnımız tok!

Biz artık ülkede hüküm süren askeri vesayetle hesaplaşmak istiyoruz!

Barış sürecini baltalayan operasyonların derhal durmasını, ordunun bu ülkenin ve bu ülkede yaşayan insanların kaderi üzerindeki keyfi yetkilerinin hemen sona erdirilmesini istiyoruz!

12 Eylül Darbecileri ile hesaplaşmak istiyoruz!

Bir milyona yakın insanı gözaltına alarak soruşturmadan geçiren, yüz binlercesine işkence yaparak pek çok ölüme neden olan, 450 bin kişiyi fişleyen, üniversitelerdeki nitelikli demokrat kadroların bütün yasal haklarını gasp ederek uzaklaştıran, ülkenin kıt kaynaklarını savaşa ve militarizme harcayarak halkı yoksullaştıran ve bu ülkenin geleceğinde umut olabilecek üretken bir kuşağı açık şiddet ve baskıyla yok eden, zorla kabul ettirdikleri anayasanın geçici 15.i maddesiyle kendilerini güvenceye alan başta Kenan Evren olmak üzere tüm12 Eylül cuntacılarının, gerekli yasal düzenlemeler yapılarak adalet önünde derhal hesap vermelerini istiyoruz!

Biz artık güneşli bir ülkenin mutlu insanları olmak istiyoruz!

Bilge Contepe
Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü


Yesiller Partisi


Sekreterya - Istanbul Yesil Ev:
Istiklal cad. Balo sok. No:21 Kat:1 Beyoglu - Istanbul
Tel: 212-244 77 80 ve 533-362 02 13



yesillerbilgi@yahoo.com.tr - yesillerinfo@yesiller.org



www.yesiller.org
www.yesilgazete.org

7 Eylül 2009 Pazartesi

Eskişehir Yeşilleri önümüzdeki haftalarda ne yapıyor olacak?

Merhaba,
Bu haftaki olağan toplantımızda, Yeşiller’i ilgilendiren bazı temel kavramlar veya şu anda ülkemizde/dünyamızda güncel olan çeşitli gelişmeler üzerine her hafta kendi aramızda serbest söyleşi yapmaya karar verdik.
Her hafta, önceden belirlediğimiz konu üzerinde okumayı, düşünmeyi, yazmayı, kendi yaşantımızı gözden geçirip farkındalığımızı artırmayı ve tüm bir hafta boyunca oluşan bu birikimi toplantıda diğer arkadaşlarla paylaşıp birbirimizi ve kendimizi daha iyi tanımayı hedefliyoruz.
Bu konular sizin de katkınızla değişebilir, ve yeni konular eklenebilir.
Şimdilik belirlediğimiz bazı konular:
*Küresel iklim değişikliği (küresel ısınma)
*Sürdürülebilir yaşam
*Cinsiyet ayrımcılığı
*Doğrudan demokrasi
*Ekoloji – doğaya uyum
*Endüstriyalizm – kapitalizm
*Paylaşımcılık – sosyal adalet
*Canlıların hakları ve özgürlükleri
*Çoğulculuk
*Şiddetsizlik
*Küresel mücadele
*Yerellik
*Tüketim alışkanlıkları – aşırı tüketim
*Genetiği değiştirilmiş organizmalar

Elbette, bu konular üzerinde her hafta söyleşirken, akıp giden hayatın içinde eylemlerimiz de devam edecek:
*Çatacık Ormanı’nda ihaleyle para karşılığı öldürülecek olan yaşlı geyiklere destek
*Gürleyik Köyü’nde yapılması planlanan hidroelektrik santrale karşı mücadele başlatan köylülerle dayanışma
*Küresel iklim değişikliğini durdurabilmek için yapılabilecekler
*Daha geniş katılımlı ve konunun uzmanlarının vereceği seminerler
*Film gösterimleri
ve sizin katkılarınızla belirlenecek diğer eylemler…

Önümüzdeki haftanın konusu, ülke gündeminde çok güncel olan bir konu:
**Sosyal adalet, haklar-özgürlükler, şiddetsizlik, ve çoğulculuk ilkeleri ışığında Kürt sorunu

14 Eylül 2009 Pazartesi günü saat 19.00’da Adımlar Kitabevi’nde (Doktorlar Cad. Akbank aralığı) bu konuyla ilgili düşüncelerimizi, duygularımızı, ve bilgilerimizi paylaşacağız. İlgilenen herkesi bekleriz… Sevgiler….
Serhat Türktan

5 Eylül 2009 Cumartesi

İklim değişikliği aktivist okulu 5 Eylül'de başlıyor

İklim değişikliği aktivist okulu 5 Eylül'de başlıyor
Yeşiller Partisi tarafından İklim Değişikliği Kampanyası’nın bir parçası olarak düzenlenen “İklim Değişikliği Aktivist Okulu” 5-6 Eylül ve 12-13 Eylül tarihlerinde İstanbul Yeşil Ev’de yapılıyor. Eğitmenler arasında Ömer Madra, Mikdat Kadıoğlu, Semra Cerit Mazlum, Levent Kurnaz, Ümit Şahin, Mahir Ilgaz, Gökşen Şahin, Korol Diker, Serkan Köybaşı, Esra Özkan ve Süleyman Yılmaz gibi isimlerin bulunduğu okul kapsamında dersler dışında film gösterileri ve atölye çalışmaları da yer alacak. Katılımın herkese açık ve ücretsiz olduğu iklim değişikliği okulu için önceden telefon veya e-mail yoluyla kayıt yaptırmak gerekiyor. Katılımcı sayısı 40 kişi ile sınırlıdır. Kayıt için 212 244 77 80 nolu telefonları arayabilir veya
' );
//-->\n
yesillerbilgi@yahoo.com.tr
' );
//-->

Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
' );
//-->

adresine e-mail gönderebilirsiniz.Yer: İstanbul Yeşil Ev – İstiklal Caddesi Balo Sokak No: 21/1 Beyoğlu - İstanbul. Programın detayları şöyle:
Devamını oku...
Ekolojik pazarda protesto
Sabah - 23 Ağustos 2009 GENETİĞİ Değiştirilmiş Gıdalar ve Biyogüvenlik yasasını protesto eden Yeşiller Partisi Tarım Çalışma Grubu üyeleri dün Şişli Feriköy'deki Ekolojik Pazarı'nda bir basın açıklaması yaptı. Yeşiller Partisi MYK üyesi Ayşe Akdeniz, sebze sandığının üzerine çıkarak yaptığı açıklamada, "Türk çiftçisine ucuz fiyatla yüksek verim sağladığı söylenerek genetiği ile oynanan, yapısı değiştirilmiş tohumlar verildi. Laboratuvar ortamında biyoteknolojik müdahalelerle üretilmiş, ikinci sene mahsul vermeyen kısır tohumlar eken çiftçi, uluslararası tohum şirketine bağımlı olacak. Akrep, domuz ve balık geni içeren transgenik sebzelere mahkûm edilmek isteniyoruz" dedi.
Son Güncelleme ( Perşembe, 27 Ağustos 2009 )
Yeşiller'den hükümete çağrı: "Nükleer maceradan kurtulmak için bu fırsatı değerlendirin."
İstanbul, 21 Ağustos 2009 – Yeşiller Partisi Enerji Bakanı’nın nükleer santral ihalesinin iptal edileceği işaretini veren açıklamaları üzerine hükümete açık çağrı yaptı. Hükümete bu fırsatı kullanarak nükleer maceradan vazgeçme çağrısı yapan Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Bilge Contepe’nin yaptığı yazılı açıklama şöyle:“Enerji Bakanı Taner Yıldız, bir yıl önce yapılan ve sadece Rus ve Türk şirketleri Atomstroyexport-Inter RAO-Park Teknik'ten oluşan konsorsiyumun 21,16 sentlik teklif verdiği Akkuyu nükleer santral ihalesinin iptal edileceğine dair bir işaret olarak değerlendirilebilecek önemli bir açıklama yaptı. Bakan Yıldız Rus şirketin verdiği teklifte “fiyatla ilgili bir sorun olduğunu” söyledi.
Son Güncelleme ( Cumartesi, 22 Ağustos 2009 )
Devamını oku...
Yeşiller: "3. Köprü için boşuna güzergah belirlemeyin, çünkü YAP-TIR-MA-YA-CA-ĞIZ!"
Yeşiller Partisi Beyoğlu ilçe örgütü tarafında yapılan basın açıklamasının tam metni şu şekilde: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, en sonunda 3. köprü planıyla ilgili bir açıklamada bulundu. Tabii ki Topbaş’ın İstanbul için ölüm fermanı olan, son ormanlarının ve su havzalarının mahvına sebep olacak bu projenin karşısında olmasını beklemiyorduk. Ankara’dan talimat alan bir belediye başkanı olduğu için elbette ki 3. köprüye evet diyecekti, yol gösterecekti. Kendi hazırladığını söylediği master planlarda yokken, kendisine bağlı Ulaşım Planlama Dairesi’nin böyle bir projesi yokken, Ankara’daki yöneticilerinin “rant var, 3. köprü yapılacak!” talimatı üzerine onun görevi tabii ki 3. köprüye yol beğenmek olacaktı. Hem de son derece bilimsel yöntemlerle: Başbakanı da yanına alıp helikopter turu atarak! Tebrikler başkan, başarılarının devamını diliyoruz!
Son Güncelleme ( Perşembe, 20 Ağustos 2009 )
Devamını oku...
Yeşiller Partisi Kürt sorununda şiddetsiz çözüm raporunu açıkladı.
İstanbul, 7 Ağustos 2009 - Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Bilge Contepe bugün İstanbul'da yapılan basın toplantısında Yeşiller Partisi'nin Kürt sorunu konusunda görüşlerini bir araya getiren "Kürt Sorununda Şiddetsiz ve Demokratik Çözüm İstiyoruz!" başlıklı raporu kamuoyuna açıkladı. "Son günlerde Kürt sorununda çözüm isteği arayışının somutlaşmaya başladığı, tarafların çözüm önerilerini ortaya koymak için ciddi bir çaba içerisine girdiği görülüyor. Bu gelişmeler toplumda barışçı çözüm için umut ve heyecan yaratmış, atılacak adımlara kamuoyu desteğini yükseltmiştir. Bu fırsat kaçırılmamalıdır." diye başlayan raporda çözümde dört noktanın altı çizildi: Şiddetsizlik, derin devletin tasfiyesi, yerel demokrasi ve ekoloji. Raporun tam metni şöyle:
Son Güncelleme ( Cuma, 07 Ağustos 2009 )
Devamını oku...
Devamı...

11 Ağustos 2009 Salı

Önümüzdeki aylarda neler yapıyor olacağız?

Önümüzdeki aylarda planladıklarımız:
*Ekoloji ile ilgili bir seminer-söyleşi
*Ekoloji ile ilgili bir film gösterimi
*Çatacık Ormanı'nda para karşılığı vurdurulacak olan geyiklerle dayanışma
*Tanışma yemeği
*Mihalıççık'a bağlı Gürleyik Köyü'nde yapılması planlanan hidroelektrik santrale karşı mücadele veren köy derneğinin başkanı ile tanışma ve köye bir ziyaret

TÜM BU ÇALIŞMALARDA SİZ DE ARAMIZDA OLURSANIZ DAHA KEYİFLİ VE GÜÇLÜ OLURUZ...

Sevgiler

Çatacık Ormanı'nda parayla geyik avı!!

Eskişehir Çatacık Ormanı'nda koruma altında olan geyiklerden en yaşlı 6 tanesi, Eylül-Aralık 2009 tarihleri arasında yurtdışından gelecek olan "av turistleri" tarafından para karşılığında vurulacak. İhalesi yapıldı bile... Haberin detayları için internette "çatacık" ve "geyik" kelimelerini yazıp arama yapmanız yeterli...
Elbette o geyiklerin sesi olacağız biz de...

Yeşiller Partisi, Kürt sorununda şiddetsiz çözüm raporunu açıkladı

Raporu www.yesiller.org adresinden okuyabilirsiniz...

20 Temmuz 2009 Pazartesi

KAZDAĞLARI ÇEVRE EĞİTİM KURSU

 http://www.kazdaglari.org/kazdaglari/

3. Çevre Eğitim Kursu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)- Bayramiç Belediyesi katkılarıyla
KAZDAĞLARI
ÇEVRE EĞİTİM KURSU


“NATURAM DUCEM SEQUENTES NUMQUAM ABERRABİMUS”
(DOĞAYI REHBER ALIRSAK ASLA YANILMAYIZ)

05 – 10 Ağustos 2009 ve 11- 16 Ağustos 2009 (iki dönem)

Gerçekleştirileceği yer: Bayramiç (Çanakkale)

NOT:Davetlilerimiz, 10 Ağustos günü Bayramiç Altın Elma Festivaline ve Güzellik Yarışmasına da Katılınılacaktır.

Yaşam biçimimizin bizleri doğadan alabildiğince uzaklaştırdığı günümüzde doğaya tekrar yönelmek bizlere çok şey kazandıracaktır. Bu amaç doğrultusunda, sizleri bekliyoruz.
Etkinliklerimizi izleyiniz!

Kazdağları’nı yerinde tanımak, yürüyüş yapmak, fotoğraf çekmek, doğa ile iç içe olmak, alabalık yemek, çevre konusunda bilgilenmek istiyorsanız 05 – 10 Ağustos2009 veya 11- 16 Ağustos 2009 tarihleri arasında Bayramiç’te buluşalım.

• Bir haftalık kurs döneminde beş gün boyunca 20 saat teorik 30 saat uygulama olmak üzere toplam 50 saat ders yapılacak hafta sonu da yörenin arkeolojik alanları ve savaş alanları rehber eşliğinde gezilecek ve kurs sonunda katılımcılara çevre gönüllüsü sertifikası verilecektir.
• Kursun amacı, Kazdağları’nı ormanlarıyla, barındırdığı bitki ve hayvanlarıyla, su kaynaklarıyla, kültürel, tarihi, mitolojik, çevresel ve ekonomik değerleriyle anlatıp yerinde uygulamalar yaparak doğaya ve çevreye duyarlılığı arttırmaktır.
• Kurs, 18 yaş üstü herkese açıktır. İki dönem yapılacak olan kursun toplam katılımcı kontenjanı Elli (50) kişidir.
• Öğretmen evinde sabah kahvaltıları (açık büfe) ve akşam yemekleri (3çeşit yemek+salata). Öğle yemekleri kumanya (bir gün alabalık), 9 ve 15 Ağustos akşamları veda yemeği ve eğlence. Kendi menünüzü kendiniz yapacaksınız.
• Dersler Halk Eğitim Merkezi’nde, yemekler öğretmen evinde , kalma yeri Yüksekokul yurdundadır. Uygulama gezileri: Kazdağları kuzey yamacında gerçekleştirilecektir. Güzergahlar: Çırpılar – Uzunoluk, Evciler – Ayazma, Karaköy – Karagöl –Kurşunbatmaz – Dalaksuyu- Kumlukdüzü, Çaldağ – Kebrene.
• Ulaşım: Bayramiç’e ulaşım Çanakkale otogarından Bayramiç Seyahat otobüsleri ile (her yarım saatte bir) sağlanacaktır
• Bulunması gereken kişisel malzemeler: Sırt çantası, yürüyüş kıyafeti ve ayakkabısı (yağmurluk dahil), fotoğraf makinası, çarşaf, yastık kılıfı, havlu.

Ücretler ve hizmetler: 
Konaklama,
Yeme-içme,
Uygulama gezileri ve rehberlik,
Doğa eğitim dersleri, 
6 günlük tur boyunca herşey dahil kişi başına 350 TL dir.


Tur Programını Görmek İçin Tıklayınız
Kayıt Formu İçin Tıklayınız
Önceki Gezilerden Fotoğraflar


Hesap Bilgileri



TC Ziraat Bankası 

Şube Adı : Çanakkale – Kodron Şb.

Şube Kodu: 0813

Hesap Numarası: 51257661 5002

Alıcı İsmi: Cumali Yaşar







Düzenleme Kurulu

Prof. Dr. Osman DEMİRCAN (ÇOMÜ REKTÖR YARDIMCISI)

Şahabettin KALFA (GÖNÜLLÜ DOĞA KORUYUCUSU)

Okutman Cumali YAŞAR (ÇOMÜ EF BÖTE BÖLÜMÜ)

Güvenç Sönmez OCAK (BİLGİSAYAR MÜH. BÖLÜMÜ)

Nesibe AKSAK ( İZCİ LİDERİ)






Eğitim Programları

Prof. Dr. Osman DEMİRCAN – Kazdağları’nda Oksijen Üretimi

Prof.Dr. C. Varol TOK – Kazdağları’nın Faunistik ve Floristik Özellikleri

Prof.Dr. Kenan KAYNAŞ – Kazdağları’nda Tarım ve Sürdürülebilir Tarım Teknikleri

Prof.Dr. Ahmet GÖNÜZ - Kazdağları Bitkisel Potansiyeli ve Fitoterapide Kullanılabilirlik

Prof. Dr. Murat TÜRKEŞ – Değişen İklimimiz, Uluslararası Anlaşmalar ve Türkiye

Prof. Dr. Doğan PERİNÇEK – ÇOMÜ Mühendislik Mimarlık Fak. Jeoloji Böl.

Prof. Dr.Talat KOÇ - Çevre, İnsan ve Kazdağları

Öğretim Gör. Dr. Şükrü ÖNER – “Kazdağları Biyo –İklim Katları”

Öğretim Gör. Ahmet Zeki ORTA – Etkinlik Danışmanı

Prof Dr Sadettin Özen - Kazdaglarinda Tarim sorunları

Doç Dr Cüneyt Akı – Kazdaglarinda endemik türler

Füsun Erduran - Kazdağlarında Milli Park sorunu

Doç Dr Ferah Özkök - Kazdağlarında Turizm

Arzu Bayındır - Kazdağları Efsaneleri









Daha fazla bilgi için:

http://www.kazdaglari.org;

kalfa43@mynet.com

cumali.yasar@gmail.com

cyasar@comu.edu.tr

demircan@comu.edu.tr

Tel: 0 505 242 36 44

Tel2: 0 541 737 43 30




İnsanlığın ortak mirası olan Kazdağları’na sahip çıkalım.

10 Temmuz 2009 Cuma

Yaz boyunca Eskişehir Yeşiller, Adımlar kitap evinde her pazartesi saat 19.00 

13 Temmuz saat 19.00 Eskişehir Yeşiller Buluşması .

( İletişim sağlayamadım staj işlemlerim için İstanbul'dayım 13'ün de olan toplantıyada katılamıyorum . Hoş muhabbetler dileği ile ,)

3 Temmuz 2009 Cuma

Ne Kese Kağıdı Ne de Naylon Torba! En İyisi Bez Çanta...

www.bugday.org

Slow Food Gençlik Gıda Hareketi ve İTÜ “Hayatı Poşetleme!” Gurubu tarafından düzenlenen atölyeye her yaştan kadın ve erkek ilgi gösterdi. Grup, 2 saat boyunca kullanılmış tişörtler ve kırpık kumaşlardan rengârenk bez torbalar diktiler. Atölyenin en önemli sonuçlarından biri, kullanılmayan, atılacak malzemelerin ne kadar çabuk işe yarar bir ürüne dönüştürülebildiğiydi. 

Şenliğin son etkinliği olan “En Güzel Bez Torba” yarışmasında heyecan doruktaydı. Üreticilerden ve Buğday Derneği temsilcisinden oluşan juri, birbirinden kullanışlı ve yaratıcı 20 çanta arasından seçim yapmakta zorlandı. Bazı çantalaların arkasına para koymak için ufak bir cep dikilmişti, bazıları toplanıp ufacık bir keseye dönüşüyordu. Yarışmayı birincilikle kazanan Sonay Bal, bir şişe organik Priamos zeytinyağı ve iki adet Buğday dergisi kazandı. İkinci olan Sinem Bölen ve üçüncülüğü kazanan Devrim Melek – İpek Tunçbilek ikilisi ise tadımlık Priamos zeytinyağı ve ikişer adet Buğday dergisi kazandılar. Yaşı ufak doğa sevgisi büyük yarışmacılarımıza ise mansiyon ödülü ve birer tahta oyuncak hediye edildi. Tüm yarışmacılar, pazardaki herkesi doğaya zararlı olan naylon torba ve kese kağıdı yerine tekrar tekrar kullanılabilen bez torbaları kullanmaya davet ettiler. 



Kese kâğıdı – Naylon Torba Karşılaştırması
1. Üretim, doğal kaynaklar, kirlilik karşılaştırması
Naylon torbaların çoğunluğu polietilen denen plastikten üretiliyor, polietilen ise bir petrol türevi. Dünyada her yıl 4-5 trilyon naylon torba üretiliyor, her dakika bir milyon naylon torba çöpe atılıyor. Denize atılan naylon torbaların her yıl bir milyar deniz kuşu ve memelisinin ölümüne yol açtığı sanılıyor. 
Kesekâğıtları ağaçtan üretilir. Ağaçların bulunması, kesimi, bunun yapılması için yola açımı ormanın faunasına zarar verir. Ağacın kâğıda dönüşebilmesi için 3 yıl bekletilmesi gerekir. Sonra talaşa dönüşecek şekilde doğranır ve muazzam ısı ve basınçta ezilir. Elde edilen madde kireçtaşı ve sülfürik asit içinde bekletilir ve kağıt hamuru haline gelir. 
Ağaç hamuru daha sonra yıkanır, bunun için binlerce ton su gerekir. Hamur kurutulduktan sonra kağıda dönüştürülür. Bunun dışında ağaçların genellikle fabrikalardan uzak yerlerde bulunan ormanlardan getirilmesi, üretilmesi ve son noktaya gönderilmesi de hesaba katılmalıdır. 
2. Geri dönüşüm 
Naylon torbaların doğada çözünmesi en bulunduğu duruma göre 100-10000 yıl alıyor. Naylon torbaların 1970’lerde yaygınlaşmaya başladığını hesaba katarsak, şimdiye kadar üretilen tüm naylon torbalar hala aramızda! Kâğıt atıklar %10-15 oranında geri dönüşüme giriyor ancak bu geri dönüşüm sürecinde plastikten daha fazla enerji harcıyor. 
3. Atık ve Doğada Çözünme 
Kese kâğıtlarının geri dönüştürülme oranı daha fazla, mürekkepsiz olanları bahçenizde veya kompostunuzda kullanabilirsiniz. Ancak kâğıt, çöpe gittiğinde sanıldığı gibi kolaylıkla çözünmüyor. Bozunmayı sağlayacak oksijen, ışık, su gibi materyaller alt katmanlara ulaşmadığından kese kâğıdı da çok uzun zaman (belki de asla) çözünmüyor. 

Sonuç: Ne kullanırsanız kullanın, az tüketmek, tüketirsek de bir defadan fazla kullanmak en önemli çözüm. Yıkanabilen ve defalarca kullanılabilen bez torbalar tabii ki en iyi seçenek. Çantanızda veya arabanızın bagajında bulunduracağınız bez torbalar, sizi bu ikilemden kurtaracak ve dünyada bıraktığınız ayak izinizi azaltacak. Siz mutlu, ağaçlar, su, deniz kaplumbağaları mutlu…

30 Haziran 2009 Salı

www.yesiller.org

YEŞİLLER'İN TEMEL İLKELERİ
1- DOĞAYA UYUM
Yeşiller, insanın doğanın bir parçası olduğuna ve tüm canlıların bir içsel değeri olduğuna inanır;ekolojik dengeyi yok sayan ekonomik ve sosyal sistemlere, üretim, tüketim ve yaşam biçimlerine ve doğayı yok oluşa götüren insan merkezli politikalara karşı çıkar;doğayla uyumlu ve ekolojik bilgeliği esas alan bir toplumsal sistemin kurulması için,doğayı bir kaynak deposu olarak görmeyen ve biyolojik çeşitliliği koruyan,ekoloji eksenli politikaların geliştirilmesi gerektiğini savunur.
2- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Yeşiller, insanlık tarihinde doğanın insan tarafından sömürülmesi yoluyla ulaşılan en son ve en yıkıcı sistem olan endüstriyalizmin,ölçüsüz kalkınmacılığın ve küresel ekonomik sistem tarafından dayatılan tüketim toplumunun savurgan, tek tipleştirici, bireyci ve yıkıcı toplum modeline karşı çıkar;ekolojik, paylaşımcı, dayanışmacı ve çoğulcu bir toplum için,gelecek kuşakların haklarını gözeten, doğayı koruyan,yaşamı sürdürülebilir kılan ve insani ölçülerde işleyen bir ekonomik sistemin geliştirilmesi için mücadele eder.
3- KÜRESEL MÜCADELE
Yeşiller, kapitalizmin doğayı ve insanı sömüren,geniş kitleleri yoksullaştıran, ekonomik ilişkileri toplumsal yaşamın tek ölçütü haline getiren,kâr hırsıyla doğayı, ekosistemi ve insan ilişkilerini tahrip eden politikalarına,toplumsal dayanışmayı ve sosyal hakları yok ederek,sermayenin sınırsız biçimde küreselleşmesini amaçlayan neoliberalizme karşı,küresel ölçekte verilen mücadelenin bir parçasıdır.
4- ERKEK EGEMENLİĞİNİN REDDİ
Yeşiller, kadınları toplumsal yaşamda ikinci sınıf olarak gören,kamusal alandan özel yaşama kadar her noktada ezen, sömüren ve yoksullaştıran,erkek egemenliğine karşı kadınların özgürleşme mücadelesine katılır;kadınların ürettikleri özgürleştirici politikalara destek verir;bu politikaların yaygınlaşması ve hayata geçirilmesi için çalışır.
5- ŞİDDETİN REDDİ
Yeşiller, hangi nedenle uygulanmış olursa olsun her türlü şiddeti reddeder;yaşamın içinde ve politikanın her alanında şiddetsiz yöntemleri hayata geçirmeyi savunur;insan özgürlüğünün ve demokrasinin önündeki en büyük engel olarak gördüğü militarizme karşı sivilleşmeyi,yaşamın ve doğanın baş düşmanı olan ve tümüyle reddedilmedikçe asla yok edilemeyecek olan savaşa karşı koşulsuz barışı ve silahsızlanmayı savunur.
6- DOĞRUDAN DEMOKRASİ
Yeşiller, toplumun doğrudan demokrasi temelinde örgütlenmesi,insanların karar süreçlerine doğrudan müdahale edebilecekleri demokratik yapıların kurulması,yetki ve sorumlulukların yerel ve bölgesel düzeylerde yoğunlaştırılması için çalışır;temsili ve katılımcı demokrasinin siyasetin tabana yayılmasını sağlayacak doğrudan demokrasi uygulamalarıyla paralel olarak ve birbirlerini destekleyerek işlemesi gerektiğini savunur.
7- YERELLİK
Yeşiller, geleneksel siyasi hareketlerin ve partilerin merkeziyetçi,hiyerarşik, erkek egemen, kişileri putlaştıran, liderlik mekanizmalarına dayalı ve katılıma kapalı örgütlenme tarzını reddeder;yerel yapıları öne çıkaran yatay, merkezsiz, ağ tipi örgütlenme tarzını,yeşil ilkelere sahip çıkan tüm yurttaşların eşit ve özgür katılımına açık yapılarda,kolektif çalışmaya dayalı bir örgütlenme anlayışını hayata geçirmeyi amaçlar.
8- ADİL PAYLAŞIM
Yeşiller, toplumun hem ekonomik, hem de cinsiyete, yaşa, kişilerin sahip olduğu diğer kimliklere dayalı eşitlik temelinde kurulması ve yaşatılması idealine sahip çıkar;sosyal adaleti savunur;uygulanacak ekonomik ve sosyal politikaların, üretim, yönetim ve yaşam biçimlerinin birey özgürlüğüne ve farklılıklara zarar vermeyecek şekilde tasarlanması,özgürlükleri geliştirmenin temel amaç olmaktan çıkarılmaması gerektiğini savunur;gündelik hayatın politik olduğuna inanır ve politikalarını geliştirirken bunu göz önünde tutar.
9- ÖZGÜR YAŞAM
Yeşiller, insanların kontrol altında tutulması, bireysel farklılıkların ve özgürlüklerin bastırılması,ya da ekonomik sömürünün sürdürülmesini sağlamak için kurulan ve sürdürülen tüm otoriter ve dayatmacı yapılara karşı çıkar;insanın insan ve insanın doğa üzerindeki tahakkümüne karşı özgürleştirici politikalar geliştirir;insanlığın tarihsel mücadelesinin vazgeçilmez bir ürünü olan insan haklarının tüm unsurlarıyla savunulmasını ve geliştirilmesini amaçlar;insanın diğer türler üzerindeki tahakkümünü reddederek hayvanların özgürleştirilmesi için verilen mücadeleyi destekler ve hayvan haklarını savunur.
10- ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI
Yeşiller, ırkçılık, milliyetçilik, köktendincilik ve cinsiyetçiliği reddeder;insanların ve halkların kültürel, dinsel, etnik, dilsel, cinsel ve düşünsel farklılıklarını ve çeşitliliğini tanır;bu çeşitliliğin bütünlük içinde korunması ve geliştirilmesi gerektiğini savunur;farklılıkların kendi içinde baskı oluşturucu ve ayrıştırıcı yönelim kazanmasına karşı çıkar.

www.yesiller.org
Merhaba,
Eskişehir Yeşiller Partisi örgütlenme girişimi toplantıları her hafta Pazartesi 19.00'da değişik mekanlarda yapılıyor. İlgilenen herkesi bekleriz.

İletişim için:
eskisehiryesiller@yahoogroups.com
facebook'ta: Eskişehir Yeşiller
Merhaba,
Geçtiğimiz haftasonu Beyoğlu Yeşil Ev’deki 1.yıl değerlendirme toplantısına ilişkin kişisel izlenimlerimi toplantı sırasında soran arkadaşlar olmuştu. Yeşil Ev’e ilk gelişimdi ve ilk defa bu kadar çok Yeşil’i bir arada görüyordum!! Süreç o sırada henüz devam ettiği için onlar ve toplantı hakkında pek bir şey diyememiştim.
Herşey bittikten sonra ağzımda kalan tad benim için daha iyi bir belirleyici oluyor. Şimdi artık bu buluşmanın bende bıraktığı müthiş heyecan duygusunu paylaşabilirim…
Toplantıda konuşulanların içeriğini nasıl olsa birileri yazıp gönderir (di mi?)… ben kişisel izlenimlerimi yazmayı tercih ediyorum…
Ve aynı şekilde, toplantıyla ilgili eleştirileri de nasıl olsa birileri yazar, ya da herkes kendine düşen eleştiriyi yapar nasıl olsa, ben hoşuma giden şeyleri yazıyorum:
* Beyoğlu Yeşil Ev, çok sıcak bir mekan (yani ısı anlamında da Pazar günü çok sıcaktı, ama ben duygusal sıcaklıktan bahsediyorum!)… parti bürosundan ziyade, şirin bir ofis gibi… duvarlarındaki posterler ve resimler çok hoşuma gitti… özellikle terası nefis…yemekleri de çok leziz…
* son derece sıcak kanlı, güler yüzlü, misafirperver, samimi, neşeli ama bir o kadar da inançlı, kararlı ve fedakar insanlar…
* hepsi birbirinden çalışkan ve mütevazi sanki… dünyanın işini yapmışlar, yine de yaptıklarını sanki “eh işte elimizden geleni bu kadardı” dercesine sunuyorlar…
* ve laftan çok iş üretiyorlar… üretirken de keyif aldıkları çok belli…
* fikirlerini dile getirirken birbirlerine çok saygılılar, eleştirilerinde yapıcı olmaya çalıştıkları çok belli, birbirlerine karşı övgü dolular, öz eleştiriden ise hiç gocunmuyorlar…
* ve herkesin söz alıp kendini ifade edebilmesi için özel bir çaba göstermeleri çok hoştu… doğrudan demokrasiyi bizzat yaşatıyorlar…
* liderlik tarzları “komutan”dan çok “orkestra şefi” gibi… onları hiç tanımayan birisi mekana girse, bu partinin kurucuları ve eş sözcüleri ile partiye ilk defa adım atmış birini birbirinden ayırt edemez bence…
* bu toplantıda tanıştığım her arkadaşa ait en az bir güzel özellik sayabilirim tek tek, ama o zaman yazı çok uzar… kısaca, bu güzel insanlar arasında olmaktan dolayı çok mutluyum…
* Bu arada, öne sürülen fikirler de çok yaratıcı ve zihin açıcıydı… Eskişehir’deki henüz çiçeği burnunda örgütlenmemiz için çok faydası olacak bence….

Toplantıyı organize eden ve katılan-katılamayan herkesi en içten dileklerimle ve sevgiyle kucaklamak isterim. İyi ki varsınız.

Yeşiller Partisi’yle nice yıllara…
Serhat Türktan
Eskişehir

26 Haziran 2009 Cuma

GDO için Basına Çağrı

— BASINA ÇAĞRI — 

Çocuklarımıza Sağlıklı Bir Gelecek İçin 

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLERE HAYIR! 

27 Haziran 2009 
 

Türkiye’ye 1998 yılından bu yana, her yıl, milyonlarca ton genetiği değiştirilmiş mısır, soya ve pamuk giriyor. Bunların işlenmesiyle oluşturulan 700’den fazla gıda maddesi, tüketici sofrasına ulaşıyor. Bebeklerimiz, çocuklarımız, yetişkinler; kısacası tüm toplum, kaçınılmaz bir biçimde genetiği değiştirilmiş hammaddelerden üretilen gıda ürünlerini tüketme durumunda bırakılıyor.  

Kimi çevreler bu kirli ticaretten büyük rantlar elde ederken, şimdi sıra genetiği değiştirilmiş tohumları ülkemiz topraklarına ekmeye geldi.  

Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) içeren ürünlerin ekimine, ithaline ve tüketilmesine düzenleme getirme iddiası taşıyan Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarısı Taslağı Başbakanlığa sunulmuştur. Getirdiği bağımlı kurumlar aracılığıyla bu Taslağın, GDO’lu ürün ekim, ithal ve tüketimine meşru zemin sağlamayı amaç edindiği izlenimi edinilmektedir.  

GDO’lu ürünlerin insan ve hayvan sağlığı, çevre, biyoçeşitlilik üzerine geri dönülmez zararları bulunmaktadır. Bunlardan öte, bir gen bankası niteliğindeki Türkiye’yi, tohum aracılığıyla sayıları beşi geçmeyen çokuluslu şirketlere mahkûm ederek, tarım sektörü ve üreticimizin dışa bağımlılığını daha da pekiştirecek bir yönelim ortaya koymaktadır.  

Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarısı Taslağı ve GDO’ların insan sağlığı ve doğa üzerine etkileri, bu alanda dünya genelinde yapılan bilimsel çalışmalar ve Avrupa ülkelerinden gelen yasaklama kararları ve diğer önemli konularla ilgili olarak, 28 Haziran 2009 Pazar günü saat 11.00’de TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Toplantı Salonu’nda, GDO’ya Hayır Platformu Bileşenleri tarafından bir Basın Toplantısı yapılacaktır.  

Basın Toplantısına, tüm yazılı ve görsel basın üyeleri davetlidir. 
 

GDO’YA HAYIR PLATFORMU BİLEŞENLERİ 
TARİH : 28 Haziran 2009, Pazar
SAAT : 11.00
YER : Ziraat Mühendisleri Odası, M. YÜCELER Toplantı Salonu
  Karanfil Sok. 28/19, Kızılay / ANKARA (0312 444 1 966)

GDO’YA HAYIR PLATFORMU 
28.6.2009 GÜNDEM TASLAĞI
 
Saat: 11.00
Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Hakkında
Basın Açıklaması
 
Saat:12.00 Öğle Yemeği
 
Saat: 13.00 GDOHP Bileşenleri Toplantısı
 
GÜNDEM: 
 
1) Biyogüvenlik Yasası Meclis Gündemine Gelinceye kadar acil eylem planının oluşturulması
2) Basınla İlişkilerin Koordinasyonu
3) Yazılı ve görsel malzemelerin üretilmesi için sorumluluk paylaşılması
4) Platform Bileşenlerinin son dönem gelişmeler hakkında bilgilendirilmesi için bölge toplantılarının yapılması