28 Ekim 2009 Çarşamba

Film Gösterimi - (HOME) YUVA Belgeseli

Cekimleri 3 yıl süren ve 54 ülkede, havadan çekilen görüntülerle inanılmaz bir görsel mesaj sunan belgeselin yönetmenliğini Yann Arthus-Berntrand üstlenirken dağıtımını Luc Besson sağlıyor.
90 ülkede, milyonlarca izleyiciyle buluşan bu görsel şölenin anlatıcılığını Glenn Close üstleniyor. Gezegenimizin geleceğini kurtarmak için hala geç değil. Ancak YUVA’nın (Home) alanında birbirinden deneyimli isimlerden oluşan ekibinin de söylediği gibi, karamsar olmak için artık çok geç!

İnsanlık geçtiğimiz birkaç kısa on yılda, gezegenin yaklaşık dört milyon yıl süren evrimle kurulan dengesini altüst etti. Ödenecek bedel ağır, ama artık karamsar olmak için çok geç: İnsanlığın bu gidişatı tersine çevirmesi, Dünya’nın zenginliklerini yağmaladığının farkına varması ve tüketim kalıplarını değiştirmesi için hemen hemen 10 yılı var.

Tarih: 01 Kasım 2009 Pazar
Başlangıç: 17:00
Yer: Adımlar Kitabevi
Doktorlar Cad. Akbank aralığı

NOT : Katılmak isteyenler 30.Ekim.2009 Cuma gününe kadar Adımlar Kitabevine giderek veya (222) 221 62 29 numaralı telefonu arayarak isimlerini yazdırmaları yer ayrılması için gerekmektedir.

18 Ekim 2009 Pazar

Çatacık Ormanı'nda avlanarak öldürülmeyi bekleyen geyiklerin yanındaydık...

Eskişehir Çatacık ve Kalabak Ormanı’nda koruma altında olan geyiklerden en yaşlı 6 tanesi, Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün açtığı ihaleyi kazanan yabancı avcılar tarafından her geyik başına 15 000 TL karşılığında vurularak öldürülecek…..
Ve bu uygulama yıllardır devam ediyor…
Biz Eskişehir Yeşilleri olarak 11 Ekim 2009’da Çatacık Ormanı’nda bir piknik yaptık, orada öldürülmeyi bekleyen geyiklerin yanında olduğumuzu göstermek için…
Ve oradaki geyiklerin sesi olup tüm insanlığa şöyle seslendik:

“bu dünya tüm canlıların evidir, sadece insanların değil…
hepimiz bu gezegende misafiriz…
biz geyikler ve tüm canlılar ve siz insanlar daha ortaya çıkmamışken de bu gezegen milyarlarca yıldır vardı…
ve siz insanlar ortaya çıkmadan önce de biz geyikler, ve diğer birçok canlı milyonlarca yıldır bu gezegende yaşıyordu…
sadece birkaç yüzbin yıl önce insan canlıları olarak aramıza katıldınız…
ve bir süre sonra kendinizin de misafir olduğunu unutup tüm diğer canlıların ve cansızların üzerinde egemenlik kurmaya başladınız… kendinizi evsahibi, diğer canlıları ve cansızları ise kendi mülkünüz gibi gördünüz…
biz hayvanlar ve sizin dışınızda tüm diğer canlılar, sadece karnımızı doyurmak için, kendimize yetecek kadar tüketiyoruz… ve bir denge içinde karşılıklı olarak birbirimizi besliyoruz…
siz insanlar ise sadece karnınızı doyurmak için değil, birçok suni ve gereksiz ihtiyacınızı giderebilmek için, bu dünyanın kaynaklarını neredeyse tükettiniz, toprağın bağrını otobanlarla deştiniz, betondan ve çelikten binalar diktiniz, dağları delip kazarak milyonlarca yılda oluşmuş olan kaynakları sadece son 100-200 yılda neredeyse tükettiniz…. kendiniz aşırı şekilde üremeye devam edip sayınızı sürekli artırırken birçok bitki ve hayvan türünün yokolmasına neden oldunuz… ormanları kestiniz… gölleri ve akarsuları kuruttunuz.. birçok canlıyı doğal yaşam alanlarından uzaklaştırdınız…. ve hepimize ait olan, daha doğrusu bizim hepimizin ait olduğu bu dünyanın atmosferini atık gazlarınızla kirleterek onun aşırı ısınmasına neden oldunuz….
şimdi de bizi sırf av zevkiniz için para karşılığı vurarak öldürüyorsunuz… aramızdan en yaşlanmış olanlarını….
evet, biliyoruz ki bu dikenli tellerle çevrili alanda bizi koruma altına alan da siz insanlardınız… bunun için teşekkür ederiz… bize çok iyi davrandınız… bizi beslediniz… hastalanınca tedavi ettiniz… teşekkür ederiz…
ama en baştan bu doğadaki dengeyi hiç bozmasaydınız, biz zaten belli bir denge içinde diğer canlı kardeşlerimizle birbirimizi besleyerek yaşayıp gidecektik…
yaşlanan geyikleri, bizden güçlü olan etobur canlı kardeşlerimiz yiyecekti… sadece ihtiyacı olduğu kadarını… ve birçok canlının karnı doyacaktı… ama siz insan canlıları, birçok etobur canlıyı da öldürerek soylarını tükettiniz… eskiden, siz buralara henüz gelmemişken bu ormanda aslanlar, parslar, kaplanlar yaşardı… onların da soylarını tükettiniz…
bizi madem bu şekilde para karşılığı sırf zevk için öldürecektiniz, neden bizi korumaya aldınız? bu nasıl korumak?
birçok başka canlıyı da dev gibi çiftliklerde, betonların içinde, güneş yüzü görmeden, temiz havaya çıkamadan, suni gıdalarla besleyerek korumaya alıyorsunuz… bu nasıl korumak?
siz kendi türünüz olan insanları da bu şekilde mi korumaya alıyorsunuz? türünüzün yaşlanan, sakatlanan, hastalanan, zayıf bireylerine de bize davrandığınız gibi mi davranıyorsunuz?
ey insan canlıları, size sesleniyoruz:
aklınızı başınıza toplayın… gereksiz tüketim alışkanlıklarınızdan ve aşırı üremekten vazgeçerseniz bu dünyanın bozulan dengesini tekrar yerine oturtabilmek ve hep birlikte kardeşçe yaşayabilmek için hala bir şans var… ama tüm şansların tükenme noktası da çok yakın….
aklınızı başınıza toplayın… sizin aklınız bizden çok ya hani… işte onu kullanın… sadece kendi çıkarlarınız için değil, tüm canlılara ve cansızlara evsahipliği yapan bu dünyanın çıkarları için birşeyler yapın… mesela:
büyük çaplı yangınlar, seller, kuraklık, ve küresel ısınma gibi ölümcül sonuçları olan ve tüm dünyayı bir yokoluşa doğru götürmekte olan küresel iklim değişikliğini konuşmak üzere Aralık 2009’da Kopenhag’da toplanacak ülke yöneticilerine sesinizi duyurarak bu konuda baskı yapabilirsiniz…
çevrenizdeki herkese küresel iklim değişikliğini ve ölümcül sonuçlarını anlatıp onları da bu konuda birşeyler yapmaya teşvik edebilirsiniz…
aşırı üreme ve tüketme alışkanlığınızı, gereksiz ve suni ihtiyaçlarınızı ve en önemlisi de doğaya bakış açınızı değiştirerek bizi de kendinizi de kurtarabilirsiniz…
herşeye rağmen size yine de güveniyoruz, ve sizi seviyoruz, ey insanlar…”

ESKİŞEHİR ÇATACIK ORMANI’NDA YAŞAYAN, VE PARA KARŞILIĞINDA AVLANARAK ÖLDÜRÜLECEK OLAN YAŞLI BİR GEYİK….

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KAMPANYASI

BASIN AÇIKLAMASI

YEŞİLLER PARTİSİ KOPENHAG’A DOĞRU İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KAMPANYASINI BAŞLATIYOR VE EYLEM PLANINI AÇIKLIYOR:
KOPENHAG İÇİN, HAREKETE GEÇİN!

Sayın basın mensupları,
7-18 Aralık’ta Kopenhag’da yapılacak olan iklim değişikliği zirvesine 2 aydan daha az bir zaman kaldı. Yeşiller Partisi olarak “Kopenhag için harekete geçin” sloganıyla başlattığımız yeni iklim değişikliği kampanyasıyla kamuoyunu ve hükümeti sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Küresel iklim değişikliği bugün dünyamızın ve Türkiye’nin yakın geleceğini ilgilendiren en önemli ve hayati sorun haline gelmiş durumdadır. İklim değişikliği artık uzak geleceğin sorunu olmaktan çıkmış, kötü sonuçları bugün yaşanan ve yakın gelecekte daha da şiddetlenecek olan yakın ve acil bir tehlike halini almıştır.
Türkiye de hem iklim değişikliğindeki payı giderek artan, hem de iklim değişikliğinden ciddi anlamda zarar gören bir ülke olarak aktif adımlar atmalı, ciddi bir politika izlemelidir.
Yeşiller Partisi olarak bugün burada İklim Değişikliği Eylem Planımızı kamuoyuna açıklıyoruz. Bu eylem planında hükümetin Kopenhag’da kabul etmesi gereken hedef ve yapması gereken politika değişikliklerini duyuruyoruz.
***
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANININ ANA HATLARI- Aralık ayında yapılacak olan Kopenhag zirvesi sonuçları giderek ağırlaşmakta olan küresel iklim değişikliğini durdurmak için son şans olabilir. Dünya ülkeleri ciddi sera gazı indirimleri yapmayı kabul etmeli, Kyoto Protokolü’nün yerine geçecek ve radikal önlemlerin alındığı yeni bir Protokol üzerinde anlaşılmalıdır.
- İklim değişikliğini durdurmak için atmosferdeki karbondioksit miktarını 350 ppm’e indirme ve sıcaklık artışını 1,5 derecede durdurma hedefi benimsenmelidir.
- Kopenhag Protokolü’nde bütün sanayileşmiş ülkeler 2020’de toplam emisyonlarını 1990 seviyelerinin en az %40 altına düşürme hedefini benimsemelidir.
- Kyoto Protokolü’nün en önemli hatası olan karbon ticareti, hem dünyanın geleceğini ilgilendiren bu en kritik meseleyi bir ticaret, kar ve girişimcilik konusu haline getirmesi, hem de etkisiz bir yöntem olması nedeniyle kabul edilemez. Yeni protokol Batı ülkelerinin salım indirimlerini öncelikle kendi ülkelerinde yapmalarını sağlayacak şekilde yazılmalı, esneklik mekanizmalarıyla sulandırılmamalıdır.
Türkiye de Kopenhag’da bu çerçevede;
- Ortak ama farklılaşmış sorumluluk ilkesine sahip çıkmalı, ama bunu Türkiye’nin hiçbir sorumluluk almaması için bir gerekçe olarak okumaktan vazgeçmeli, Ek-1 ülkesi olarak kalmalı, gelişmekte olan ülkeler arasına katılmayı talep etmemelidir.
- Türkiye sanayileşmiş ülkelerin 2020’de %40 gibi yüksek bir ortak indirim hedefi almaları konusunda tavır almalı, bu konuda AB’nin kararlı bir tutum almasını zorlamalı ve destek olmalıdır.
- Türkiye %5,5’luk 1990-2007 sera gazı salım artış oranını sürdürürse dünya ortalamasının %50 üzerinde olan 6,5 tona 2012 yılında ulaşacaktır. 6,5 ton aynı zamanda AB ülkelerinin %30-40 indirim hedefini gerçekleştirmeleri durumunda 2020’de inecekleri ortalamaya yakındır.
- Bu nedenle biz Türkiye’nin baz yıl olarak Kopenhag Protokolü’nün de başlangıç yılı olan 2012’yi almasını ve salımlarını 2020’ye kadar 2012 seviyesinde sabit tutma hedefi almasını öneriyoruz.
- Bu düzey AB politikaları açısından da son derece önemlidir. Çünkü Türkiye böylece 2020 yılı civarında üyesi olmayı hedeflediği AB’nin sera gazı salım ortalamasının üzerine çıkmamış ve 2020 sonrası AB içi yük paylaşımında zor duruma düşmemiş olacaktır. Eğer Türkiye böyle bir hedef almazsa fosil yakıta dayalı büyüme devam edecek ve 2020 yılında kişi başı salımlar en az 9,5 tona ulaşacak, ondan sonra bu yüksek emisyon düzeyini indirmek giderek daha zor, hatta imkansız hale gelecek, üstelik Türkiye Avrupa’nın en yüksek salım yapan ülkelerinden biri olacaktır.
İklim değişikliği ile mücadele politikalarında;
- Türkiye iklim değişikliği ile mücadele için idari yapısını yeniden düzenlenmelidir. Bu amaçla;
- İklim değişikliğinden sorumlu devlet bakanlığı kurulmalıdır.
- TBMM’de sürekli bir iklim değişikliği komisyonu olışturulmalıdır.
- Bağımsız bir “İklim Değişikliği Ajansı/Kurumu” kurulmalıdır.
- Fosil yakıtlardan uzaklaşmak ve böylece sera gazı salımlarında indirim sağlamak için;
- Bütün yeni kömürlü termik santral projeleri iptal edilmelidir.
- Boğaz’a 3. köprü, Karadeniz sahil yolu ve yeni otoyol projeleri iptal edilmelidir. Toplu ulaşım güçlendirilmelidir.
- Çimento vb. yüksek emisyonlu sanayi tesisleri azaltılmalıdır.
- Büyük HES projelerinden ve nükleer enerjiden vazgeçilmelidir.
- Yenilenebilir enerji, yani rüzgar ve güneş kullanımı, enerji tüketiminin azaltılması ve enerji verimliliğiyle ilgili yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu aynı zamanda yeşil işlerin yaratılmasıyla istihdama da katkıda bulunacaktır.
İklim değişikliğine uyum için su kaynaklarının korunması, gıda üretiminde kimyasal ilaç kullanılmayan yerel üretim ve tüketim, organik tarımın teşviki, kuraklık ve sel gibi iklim afetleriyle mücadele son derece önemlidir. Türkiye iklim değişikliği uyum politikalarına sanayileşmiş Batı ülkelerinin finansman sağlaması için politika üretmelidir.
***
Türkiye Kopenhag zirvesinde Kyoto’da yaptığı gibi artık masadan kaçamaz. Hükümet ise bir an önce ciddi adımlar atmaya başlamalıdır. Hükümetin ilk yapması gereken şey Kopenhag’a gidecek Türkiye heyetini en üst düzeyde oluşturmak, müzakerelere aktif biçimde katılmak, ülkelerin işe yarar bir hedef zemininde anlaşması için öncülük etmek ve Türkiye’nin varılacak uluslararası salım indirimi hedeflerinin ve uyum mekanizmalarının içinde yer almasını sağlamaktır.
Türkiye ayrıca bir iklim değişikliği eylem planı hazırlamalıdır.
Bu eylem planının bu yolda bir adım olacağını da umuyoruz.
Kopenhag zirvesinin bitimine kadar eylemlerle de sokakta olacağız. 24 Ekim ve 12 Aralık eylemlerini destekliyoruz ve bütün halkımızı davet ediyoruz.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ DURDUR, YAŞAMI SÜRDÜR!
KOPENHAG İÇİN, HAREKETE GEÇİN!

BU EYLEM PLANI YEŞİLLER PARTİSİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR.

Yesiller Partisi


Sekreterya - Istanbul Yesil Ev:
Istiklal cad. Balo sok. No:21 Kat:1 Beyoglu - Istanbul
Tel: 212-244 77 80 ve 533-362 02 13